Programlama konusunda bir blog oluşturmamın benim için iddialı olacağını düşündüm. Ben daha çok bu konuda kendi gözlemlerimi aktarmaya çalışacağım.
İnşaat mühendisi olarak programlama pratiğinden geliyorum. Üniversite yıllarımızda( 1963-68) Taşkışla'da IBM1620 kurulmuş ve bizde de bilgisayar hevesi doğmuştu. Bilgisayar derslerinin eğitimi programına alınması için daha erkendi. O yıllar ODTÜ'de de fortran dersleri verilmeye yeni başlamıştı. Özel çalışmalarımızla biz de fortran dilini kitaplardan öğrendik.
1971 yılında Bremen'de Ingenieurbüro Ropers'de çalışmaya başlayınca ilk olarak basit bir bilgisayar ile karşılaştım. Bu bir IME bilgisayardı. Makina programı dediğimiz arka arkaya girilen komutlar ve döngülerle işlemler oluşturulabiliyor ve program delinerek kartlarda saklanabiliyordu. Kartlar IBM kartlar gibi deste halinde değil fakat katlanarak sürekli bir dizi oluşturuyordu. 99 adet hafıza ufak aküler gibi bir masanın gözlerini dolduruyordu. Kart okuyucu kafa ve baskı yapan özel bir daktilo, sistemi tamamlıyordu.
Bir mühendislik bürosu için kesit değerleri, gerilme tahkikleri, moment hesapları gibi sayfalarının oluşturulması ve bunların basılabilmesi çalışmaları kolaylaştırıyor ve düzene sokuyordu. Baskı yapan daktilo da sistemin en önemli unsurlarından biriydi. 70'li yıllarda 40.000 DM gibi bir para harcayarak böyle bir yatırım yapmış olan Bremen'de üç büroyu ben biliyorum. Daha gelişmiş bir makina da MAEL makina idi. O da komşu bir büroda idi. Bu makinalar 80'li yıllarda yaygınlaşacak mikro-kompüterlerin öncüleriydiler.
No comments:
Post a Comment